Suriye’deki iç savaş, 2011 yılından bu yana dünya çapında büyük bir insani krize yol açtı. Ancak bu kriz, sadece konvansiyonel çatışmalarla sınırlı kalmadı. Suriye, yıllardır kimyasal silah kullanımıyla anılmakta ve bu durum uluslararası toplumun ciddi tepkilerini çekmektedir. 2013 yılında Guta’da yaşanan kimyasal saldırı, dünya çapında büyük yankı uyandırmış ve kimyasal silahların yasaklanması yönündeki uluslararası çabaları artırmıştır. Ancak, Suriye hükümetinin bu silahları kullanmaya devam etmesi, bu anlaşmaların ne kadar etkili olduğunu sorgulatmaktadır.
Birleşmiş Milletler ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW), Suriye’deki kimyasal silahların yok edilmesi için çeşitli girişimlerde bulunmuş olsa da, bu çabalar çoğu zaman engellemeler ve inkârlarla karşılaşmıştır. Son yıllarda, Suriye’nin kimyasal silah kullanımına ilişkin birçok rapor yayımlanmış ve bu durum, küresel barış için büyük bir tehdit olarak değerlendirilmiştir. Bu gelişmeler ışığında, Suriye’de kimyasal silahların geleceği ve bu tehditlerin nasıl ortadan kaldırılacağı, uluslararası siyasetin en önemli meselelerinden biri olmaya devam ediyor.
Özellikle, Suriye’deki kimyasal silahların geleceği, yalnızca bölgesel güvenliği değil, küresel güvenliği de tehdit ediyor. Birçok ülke, bu silahların gelecekte daha fazla kullanılmasını engellemeye yönelik stratejiler geliştirmek için çalışmalarına hız verirken, kimyasal silahların yayılmasını önlemek adına yeni diplomatik çözümler aranmaktadır. Bu süreçte atılacak adımlar, dünya barışını koruma açısından kritik bir önem taşımaktadır.