Küresel piyasalarda son günlerde yaşanan negatif seyir, yatırımcılar arasında tedirginliğe neden oluyor. Ekonomik belirsizliklerin artması, merkez bankalarının faiz politikalarına yönelik belirsizlikler ve resesyon endişeleri piyasaları olumsuz etkiliyor. Özellikle Avrupa ve Asya borsalarında görülen düşüşler, küresel piyasalardaki genel negatif hava ile uyumlu bir tablo çiziyor.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırım sürecine dair devam eden belirsizlikler, yatırımcıların riskli varlıklardan kaçınmasına yol açıyor. Faiz artırımlarının devam edebileceği sinyalleri, özellikle teknoloji hisselerinde satış baskısını artırdı. Ayrıca, jeopolitik gerilimlerin etkisi de küresel piyasalarda hissedilmeye devam ediyor. Orta Doğu'daki gerginlikler ve Çin ekonomisindeki yavaşlama, piyasalarda daha fazla volatiliteye neden oluyor.
Avrupa borsalarında da enerji krizine dair endişeler, büyüme beklentilerini olumsuz etkiliyor. Özellikle enerji fiyatlarındaki dalgalanma ve tedarik zinciri sorunları, Avrupa ekonomilerini baskı altına alıyor. Asya piyasaları ise Çin'in ekonomik büyüme rakamlarının beklentilerin altında kalmasının ardından olumsuz etkileniyor. Japonya ve Güney Kore gibi bölgelerde de hisse senedi piyasalarında kayıplar yaşanıyor.
Uzmanlar, küresel piyasaların kısa vadede toparlanma sinyali vermediğini ve belirsizliklerin önümüzdeki dönemde de devam edebileceğini öngörüyor. Bu ortamda yatırımcılar, güvenli liman olarak görülen altın ve tahvil gibi enstrümanlara yönelmeye başladı. Ancak, piyasaların genel gidişatında merkez bankalarının atacağı adımlar ve jeopolitik gelişmeler belirleyici olmaya devam edecek.
Piyasaların bu negatif seyri, yatırımcıların risk iştahını azaltırken, küresel ekonomik büyüme beklentilerinin de aşağı yönlü revize edilmesine neden olabilir.