2025 yılı, Türkiye'de ceza infaz sisteminde önemli değişikliklere sahne olmaya hazırlanıyor. Ülkede yargı reformları ve ceza infaz kanunu üzerinde sürdürülen tartışmalar, mahkumları doğrudan etkileyerek yeni yasaların yürürlüğe girmesi beklentisini artırdı. Özellikle 10. Yargı Paketi olarak adlandırılan düzenlemenin içerisinde barındırdığı af beklentileri, hem mahkumlar hem de aileleri için büyük bir umut ışığı olarak öne çıkıyor. Peki, 2025'teki bu değişiklikler neleri kapsayacak? Mahkumlara af çıkacak mı? Kimleri kapsayacak? İşte detaylar.
Çeşitli nedenlerden ötürü cezaevinde bulunan binlerce mahkum, 2025’te yapılacak huku değişikliklerinin kendi hayatlarını etkileyecek derecede önemli olduğunu düşünüyor. Yeni Yargı Paketi ile birlikte infaz sürelerinin kısaltılması, cezaevi koşullarının iyileştirilmesi ve af yasalarının da gündeme gelmesi bekleniyor. Ülkemizde cezaevindeki yoğunluk oranı dikkate alındığında, bu değişikliklerin işleri büyük ölçüde kolaylaştırması öngörülüyor. Ayrıca, yaşam şartlarının zorlaştığı cezaevlerinde, mahkumların rehabilitasyon süreçlerinin de daha fazla ön plana çıkarılması, yeni yasanın ara hedeflerinden biri olarak belirlenmiş durumda.
Yapılacak değişikliklerin içeriği henüz netlik kazanmamış olsa da, çeşitli siyasi partilerin milletvekilleri tarafından öne sürülen öneriler arasında cezaların infazında uygulanacak hafifletmeler ve tutukluluk sürelerinin azaltılması gibi başlıklar bulunuyor. Bu bağlamda, özellikle uyuşturucu, hırsızlığa dair suçlar ve ekonomik suçlarla ilgili hükümlerin yeniden değerlendirilmesi gerektiği savunuluyor. Ancak, bunların yanı sıra toplum güvenliğini tehlikeye atan ciddi suçlar için ise af bulunmasının zor olduğu aşikar.
10. Yargı Paketi ile birlikte af konusu sıklıkla tartışılmakta. Mahkumlara af çıkarılması durumunda, kimlerin bu kapsama gireceği merak ediliyor. Genel itibariyle, af düzenlemeleri; suçun niteliği, mahkumun cezaevinde geçirdiği süre ve iyi hal gibi kriterlere dayanarak belirlenecek. Bu doğrultuda, ilk olarak yargı bağımsızlığını sağlamak amacıyla, cezaevlerinde bulunan hükümlüler arasında 5 yıl ve daha az hapis cezası olanların af kapsamında yer alması bekleniyor. Özellikle 2025 yılının ilk döneminde ceza infaz kurumlarında iyi hal göstermiş, rehabilitasyona yatkın bireylerin öncelikli olarak af düzenlemelerine tabi tutulması planlanmakta.
Öte yandan, kadın mahkumlar, yaşlı ya da hasta olan tutuklular ve çocuk suçlularının da af tercihlerinde öncelikli grup olması gerektiği savunuluyor. Bu kategoriye giren bireylerin infaz süreleri kısaltılabilir veya belirli şartlarla tahliyeleri yapılabilir. Ayrıca, geçmişte ceza almış olan, ancak izninde ciddi bir değişiklik gerçekleşmiş mahkumlarla ilgili durumlar da göz önünde bulundurulacak. Böylece bu bireylerin topluma yeniden kazandırılması amacıyla farklı alternatif ceza sistemleri üzerinde durulması söz konusu olabilir.
Sonuç itibariyle, 2025 yılına doğru gerçekleşecek bu önemli yasal değişimlerin, toplumsal etkilerinin göz önünde bulundurulması gerektiği de aşikar. Ceza infaz kanunu değişiklikleri sırasında adaletin sağlanması ve insan haklarının korunması; yalnızca mahkumlar için değil, aynı zamanda toplum için de gerekli bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Mahkumların yeniden topluma kazandırılmasına yönelik yapılacak tüm düzenlemeler, adaletin ve eşitliğin sağlanmasına hizmet edecek önemli adımlar olacaktır.